Zemin etüdü, bir alanın herhangi bir yapı için uygunluğunu belirlemek için öncelikle güvenlik ve ekonomik şekilde projelendirmek için gereklidir. İnşaat yapılacak bir alanda, söz konusu zemin kesitinde yer alan tabakaların kalınlıklarını, türlerini ve mühendislik parametrelerini belirlemek için arazide ve laboratuvarda gerçekleştirilen çalışmaların tümüne “Zemin etüdü” ya da “Geoteknik inceleme” adı verilmektedir.
Çalışmalar başlamadan önce, gelecekte karşılaşacağı risklere ve tehlikelere karşı önlem almak için, yapının zemin özelliklerinin belirlenmesi gereklidir. Bu nedenle 99 depreminden sonra zemin özelliklerinin belirlenerek yapıların belirlenen zemin özelliklerine göre inşa edilmesi amacıyla, zemin etüt çalışmalarına bağlı olarak yapıların inşa edilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
Depreme dayanıklı yapıların tasarlanabilmesi için inşa edilecek yapının zemin özelliklerini belirleyip, deprem anındaki davranışını hesaplayarak yapıları tasarlamak gereklidir. Zelzeleye dayanıklı yapıların yapılması ve tasarlanması için, zemin etüt çalışmaları sonucu elde edilen zeminin taşıma gücü değerleri ve zemin grubu yerel zemin sınıfı öncülük etmektedir.
Zemin etüt çalışmaları arazi ve laboratuvar çalışmaları olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Arazi çalışmalarını, arazide yapılan sondaj çalışmaları ve laboratuvar çalışmalarını ise laboratuvarda yapılan zemin tanımlama deneyleri oluşturmaktadır.
Aletin etkin bir şekilde kullanımı ancak bu konudaki yetkin sondörler tarafından kullanıldığı zaman olmaktadır. Sondaj çalışmaları kapsamında değişen derinliklerde numunesi alarak laboratuvarda zemin tanımlamaları yapılmaktadır. Ayrıca saha çalışmaları kapsamında standart penetrasyon test-SPT deneyi yapılarak zeminin sıkılığı ve kıvamı hakkında bilgi elde edilmektedir. Standart penetrasyon deneyinden elde edilen SPT sayıları zeminin taşıma gücü kaybı ve sıvılaşma analizlerinde kullanılmaktadır.